Sekiz Yaşındaki Kibar Kızım Neden Evde Kabalaşıyor?

Sekiz Yaşındaki Kibar Kızım Neden Evde Kabalaşıyor?

Bir anne soruyor, bir uzman yanıtlıyor:

Soru: Okulda ve dışarıda başkalarına nazik ve biraz utangaç olmakla birlikte arkadaşça davranan sekiz yaşındaki kızım evde genellikle çok kaba konuşuyor ve başkalarının hissettiklerine saygı göstermeyebiliyor. Bu bir süredir böyle. Onunla bu konuyu konuştuk, ona daha fazla ilgi gösterdik, sessiz ve faaliyetsiz bırakma (timeout) yöntemini kullandık ama hiçbiri işe yaramadı. İstediği bir şey olmayınca kızımın davranışları değişiyor, istediğini elde edince yine eskisi gibi oluyor. Ayrıca evde böyle kaba konuşulmuyor. Daha başka ne yapabiliriz?.

Cevap: Pek çok yazıya böyle başladığımın farkındayım ama burada bilmediğim çok fazla şey var. Örneğin, okulda her şey yolunda gidiyor mu? Kızınız zorbalığa mı maruz kalıyor? Kızınızın böyle keyifsiz olmasının nedeni başka bir şey olabilir mi? Evdeki davranışları genellikle dışsal sebeplerle ilişkilendirmeyiz ama buna göz atmakta her zaman fayda vardır.

Sorunuzun hoşuma giden yanlarından birisi, uyguladığınız ama işe yaramayan yöntemleri düzgünce sıralamanız oldu. Çıldırtıcı bir süreç yaşamış olmalısınız. Öyleyse, şimdi kızınızın kabalığının neden kaynaklanmış olabileceğine bakalım.

Bu arada sırada karşılaştığınız bir durum olsaydı, kızınızın kabalığını onun, sınırlarını doğal bir şekilde zorlayan olgunlaşmamış bir çocuk olmasına verirdim. Bu gerçekten normal bir durumdur ve genellikle bir kaşınızı hafifçe havaya kaldırıp, “Bana bak, ne dediğine dikkat et” diyerek düzeltebileceğiniz bir şeydir. Çocuklar (ve bütün insanlar) genellikle duygularının etkisiyle hareket ederler ve kabalık da bunun yan etkilerinden biridir. Hayat böyle işte.

Ama bir çocuk sürekli kaba davranıyor ve istediğini elde ettikten sonra davranışı değişiyorsa size bir şey anlatmaya çalışıyor demektir.

Bunu anlamak için daha küçük, mesela dört yaşındaki bir çocuğu düşünün. Küçük çocuklar istedikleri şey olmadığında hissettikleri mahrumiyet hissini bize beceriksizce anlatmaya çalışırlar ve biz onların ses tonlarını, kullandıkları kelimeleri sürekli düzelterek aslında yaşadıkları hayal kırıklığını daha da artırmış oluruz. Bu genellikle bir öfke nöbeti, saldırganlık ya da tamamen içe kapanmayla sonuçlanır. Esas olarak, küçük çocuklar duygularını anlayıp, yetişkinlerin “uygun” bulacağı bir şekilde ifade edemezler çünkü henüz olgunlaşmamışlardır.

Peki ya sekiz yaşında bir kız çocuğu? Sekiz yaşında bir çocuk kimseye vurmayacak ya da öfke nöbetleri geçirmeyecek kadar olgunlaşmıştır. Bunun yerine, dinamikleri kontrol etmeye başlamıştır. Siz onun karşısına bir cezayla çıktığınızda, dilerseniz buna sonuç yaşatma deyin, kızınız tatlılığıyla bundan kurtulmayı başarır. Yani, kabalığını yapar, sizi köşeye sıkıştırır ve yine de yakayı sıyırır.

Durum umutsuz görünse de öyle değil.

Olaya başka bir perspektiften bakalım: Kızınız neden diğerlerinin bakış açısını önemsemiyor? Bu, olgunlukla ilgili bir meseledir. Başkalarının iç dünyalarını önemseyen ve merhametli davranan birisi kendi bakış açısıyla birlikte karşısındakinin bakış açısını da göz önünde bulundurabilir. Bunu yapabilmek için beynin olgunlaşması gerekir ve insanlar tersini düşünse de yaş tek başına olgunlaşmanın koşulu değildir. Çocuğunuzun başkalarına karşı anlayışlı davranmamasının pek çok sebebi olabilir:

1. Onu yeterince dinlememişsinizdir. Kızınız “İyi” ve “nazik” olması için sıkıştırıldıysa ve bu konuda üstüne çok gidildiyse gerçek sesi boğulup kalmış olabilir. Sizin sadece onun nasıl davrandığıyla ilgilendiğinizi ve aslında duygularına aldırış etmediğinizi düşünerek o da başkalarının duygularına aldırış etmez. Tam anlamıyla insan olabilmek, bütün duygularımızı dolu dolu yaşamaktır, sadece “uygun” olanları değil.

2. Büyüyor olmasıyla ilgili sorunlar olabilir. Beyninin gelişimiyle ya da öğrenme ve fiziksel gelişimle ilgili meselelerin hepsi bir çocuğun olgunlaşma şeklini etkiler. Çocuğunuzun empatiden yoksun olması onun olgunlaşmamış olduğunu gösteriyor ama ona yaklaşımınızda kullandığınız yöntemleri düşününce yeniden birinci maddeye dönüyorum.

3. Kızınız kendisi olarak kendisini yeterince güvende hissetmiyor. Her olumsuz ifadesinde onu cezalandırırsanız kendisi olabileceği bir alan kalmıyor onun için. Eğer ailemizin yanındayken kendimiz olamayacaksak nerede olacağız? Kızınızın ergenliğe yaklaştıkça daha çok aksileştiğini, daha manipülatif olduğunu ve sizden daha çok uzaklaştığını göreceksiniz. Şimdi kaba olduğunu düşünüyorsanız bir de o zamanları görün. İleride onunla bağ kurmaya devam edebilmek için onunla şimdiki bağınızı koparmamaya çalışın.

Bu bağı yeniden nasıl kurabilirsiniz? Daha bunu yazarken bana çok kızacak insanlar olduğunu biliyorum ama kızınızın nazik konuşmasını sağlamak için uyguladığınız bütün cezalardan, tehditlerden ve kısıtlamalardan vazgeçin.

Bu eski yöntemlere başvurarak sadece, aslında hiçbir işe yaramayan bir döngüyü başlatmış oluyorsunuz. Bu stratejiler size daha fazla üzüntü olarak geri döner.

Kaba davranan bir çocukla bağ kurmanın bazı yolları:

1. Kızınız kabalaştığında alttan almak için kendinizi eğitin. “Anlıyorum hayatım. (bir şeyin) olmaması çok çan sıkıcı…” ya da “Neden buna aldırmadığını anlıyorum… Sekiz yaşındayken ben de aldırmazdım” demek gibi. Kelimelerin altındaki hissi yakalayın. Onu kendisini ifade etme biçimiyle ilgili olarak yıllardır cezalandırıyorsanız bunu geriye almak için çok uğraşmanız gerekecektir. Olmazsa bu konuda bir aile terapistinden yardım alın (kızınız için değil, sizin için).

2. Ona şunu yineleyerek söyleyin: “Ne söylersen söyle, nasıl söylersen söyle seni seviyorum ve her zaman seveceğim.” Bu bir davranışla çocuğunuz arasındaki ayrımı belirtmektir. O davranışın altında iyi ve merhametli bir çocuk var. Kızınız kötü, saygısız ya da kaba olmak istemiyor aslında. Sadece başka türlü nasıl davranacağını bilemiyor. Buna inanmazsanız onunla birlikte yol almanız çok zor olacaktır. Neden mi? Çünkü o zaman çocuğunuzun doğuştan kötü ve kaba olduğuna inanıyorsunuz demektir. Bunu yapmayın.

3. Bilinçli ve kasıtlı bir şekilde, kızınızın “iyi” davranacağı ve eğleneceğiniz zamanlar yaratmaya çalışın. Bunun kolay olacağını söylemiyorum ama kızınızla, onu daha fazla dinleyebileceğiniz şeyler yapın. Yargılamadan ve eleştirmeden dinleyin.

4. Kızınız etrafındakilere çok kötü davranıp herkesi kırıyorsa onunla birlikte bir köşeye çekilin. Onunla bir kanepeye oturun, bir odaya gidin, her şey sakinleşene kadar onun yanında kalın. Ona bir şey söyleyin demiyorum, sadece yanında durun. Bu aslında çok güçlü bir ebeveyn davranışıdır çünkü bu şekilde davranarak aslında kızınıza şunu söylüyorsunuz; “Çevrendekilere hakaret etmene izin vermeyeceğim ama sana bir ders vermek için senin canını yakmayacağım da.” Böyle bir şey yaptığımızı düşünebiliyor musunuz? Kızınızın evdekiler tarafından suçlanarak dışlanmasına izin vermeyin, gerekirse mümkün olduğunca az kırıcı davranarak onu bir süre diğerlerinden uzak tutun.

5. “Yılanın başı küçükken ezilir” ya da “ona kimin patron olduğunu göster” diyenlere kulak asmayın. Bunlar sadece cezalandırma ifadeleridir. Cezalandırma uzun vadede sizin için çok kötü olacaktır, bu sözüme kesinlikle inanın.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/lifestyle/on-parenting/why-is-my-otherwise-polite-8-year-old-so-rude-at-home/2017/01/24/f0131dc6-ddc0-11e6-ad42-f3375f271c9c_story.html

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
error: